türban

ilk köşe yazımı yayınlayayım bari. kısa olacak ama öz olsun istiyorum.

tayyip bey durduk yerde türban mevzuunu kafasına takıp da mhp'yle el ele bu işi çözdüğünden beri, kendimi sık sık medya ve chp gazıyla "bak bak bak, hemen amaçları doğrultusunda hareketler başladııı, yarın bir gün şeriat'ı da getirirler bunlar" der, "bak şu mhp'nin yaptığına" diye de eklerken buluyorum. neden sonra kendime geliyorum ve bakıyorum ki, izin verilen türbanlı kızların okullarına girmesi. okuma haklarının ellerinden alınmaması.

bu gazla doğruyu yanlışı ayırd etmek zor oluyor sanırım. niyetleri çok beter de olabilir, bilemiyorum... ama isteyen istediği gibi giysin be kardeşim. yazık günah kaç senedir aynı mevzuu... yeter be valla...


not: bu işe de iyi başladığımı söyleyemem. üslup olarak engin ardıç'la yılmaz özdil karışımı bir şey oldum ilk yazım itibariyle.

hızla uzaklaşmak dileğiyle efenim.

bılog 2.0

itiraf edeyim ki bu bılog işinde çuvalladım. ahan oldu 4 sene, sözlükte yazıyorum zaten. ama istedim ki ben de köşe yazarı gibi olayım, bir köşem olsun. kafamı bozan bir şey oldu mu, aklıma takılan bir şey oldu mu hemencecik yazayım. öyle sözlük mözlük format mormat da kasmadan rahat rahat yazayım.

ama öyle olmadı. elim kırıktı o vakitler evdeydim falan. vaktim vardı. tek elle yazmak daha zordu ama yine de yazıyordum bir hevesle.

elim iyileşti. yarışmaya katıldım onu yazdım.

sonra bir tane volkswagen golf iv kaptım temizinden. hayatımdaki en önemli değişiklik oldu 2007 yılı için, sözlükten filizlenen honda jazz bloguna özenip bezenip fotoğraflarla, "şöyle süper, böyle iyi" türünden şeylerle doldurayım dedim, "aman ya, görmemişin arabası olmuş derler" diye vazgeçtim ama koyacağım bir sürü fotoğraf. hatta koydum bile.

babaannem rahatsızlandı, onun hakkında bir profil çizecektim, olmadı.

sevgilimi anlatacaktım şöyledir böyledir diye o da olmadı.

yeğenimi anlatacaktım, o da olmadı.

stanley weber ile leaves dancing in the breeze sağ olsunlar, blog'a ilgi gösterdiler biraz biraz. ben de ilgilenmek istedim daha da çok. ama olmadı. taşındık bir süre sonra zaten bir de gprs'le idare etmek zorunda kaldım üstüne üstlük. şirket de blogger'a izin vermiyor. google'a login oldum mu, diğer adresimle giriyorum derken, bir türlü bir şey yazmayı başaramadım.

***

bugün sözlüğe girdim tekrar. uzun entrylerimi okudum. yapılmış en aptalca dalgınlık anlatım kipi'ni, gizli dünyalar'ın sikindirik bir bölümünü nasıl bir hevesle uzun uzun anlattığımı gördüm. (lan şimdi de şukela istiyo demesinler?? amaaan derlerse desinler be) o hevesi, o detaylı yazıları yazmayı özledim.

buraya geldim sonra. sözlükte yazacak başlık bulamadım. biraz daha kişisel takılayım bu aralar dedim. güzel olsun her şey dedim. bundan sonra boş bırakmayacağım buraları.

2007'yi gözden geçirmiş oldum böylece.